telefon

İstanbul′un Köylerini Kalkındıracak Rapor Belediye Meclisi′nde Görüşüldü

Posted by

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, mahalleye dönüştürülen 151 köyün tarım, ormancılık, hayvancılıkve turizm potansiyellerini ortaya koyan ve geliştirme önerileri sunan kapsamlı bir rapor hazırladı.Raporda, köylerin ancak kırsal ve tarımsal nitelikli bir ekonomiyle geliştirilebileceği kaydedildi.
Köyler kırsal ve tarımsal nitelikli ekonomiyle gelişecek

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nin Mart ayı toplantılarının 4. Birleşiminde 6360 sayılı kanun ile mahalleye dönüştürülen 151 köyün tarım, ormancılık, hayvancılık ve turizm potansiyellerini ortaya koyan ve geliştirme önerileri sunan kapsamlı bir raporu görüştü. “Kırsal İstanbul’un Potansiyeli Sorunları ve Çözüm Önerileri” konulu Tarım, Orman Ve Köy Hizmetleri Komisyon Raporu, AK Parti ve CHP Grubu’nun ortak teklifi olarak Belediye Meclisi’nin gündemine taşındı.

Raporla ilgili görüşlerini belirten AK Parti Grup Başkan Vekili Abubekir Taşyürek, çok kapsamlı bir çalışmayla hazırlanan raporun İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi için bir ilk ve referans alınacak örnek bir çalışma olduğunu söyledi.

Meclise sunulan raporda, söz konusu yerleşimlerin köy vasfından mahalle vasfına dönüşmüş olmasına rağmen tarım, ormancılık ve hayvancılıkla geçinen köylülerin yaşamaya devam ettiğine dikkat çekilerek, bu köylerin ancak kırsal ve tarımsal nitelikli bir ekonomiyle geliştirilebileceği kaydedildi.
İstanbul’un zenginliği olan bu bölgelerin geliştirilmesi için köylüler, muhtarlar, belediye başkanları, tarımsal birlik ve kooperatifler ile ilgili bakanlıkların İstanbul birimleriyle görüşülerek durum tespiti yapılması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi gerektiği ifade edilen raporda, İstanbul’da tarım, turizm ve hayvancılığın geliştirilmesi için diğer sektörlerle de uyum içinde çalışılması gerektiği vurgulandı.

Raporda, İstanbul’ un tarihi ve kültürel mirasının yanında önemli bir zenginliği olan kırsal ve tarımsal alanlarının yaşatılması, şehri zenginleştiren farklılıklarının devam ettirilmesi ve İstanbulluların bu zenginliklerden daha fazla istifade edebilmesi için bir master planın da hayata geçirilmesi gerektiği belirtildi.

İBB destekli kırsal kalkınma…

Tarımsal çalışmaların; kırsal alan, beslenme, eğitim, mesleki öğretim, kooperatifler, el sanatları, küçük sanayiler, sosyal güvenlik çalışmaları, konut yapımı, planlama ve sağlık politikaları ve ülke planlarıyla bir bütünlük sağlaması gerektiğinin altını çizen raporda şöyle denildi;

“Bu dönüşüm neticesinde İstanbul sahip olduğu tarihi, kültürel ve doğal kimlik değerleri ile özdeşleşen, kentin öncelikle kültür ve turizm alanlarındaki üstünlüklerini ön plana çıkartan, çevresel, ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirlik ilkelerini mekana yansıtarak yaşam kalitesini yükselten, ekonomik yapısını bilim ve teknolojiye dayalı ticaret ve hizmet ağırlıklı bir ekonomiye dönüştüren, etkin ve katılımcı bir kent yönetimi yapılandırmasında, kurumsal ve mekânsal planlarını verimli bir araç olarak kullanan küresel ölçekte güçlenmiş bir kent statüsü kazandırmak amaçlanmaktadır. Dünyada kırsal kalkınma alanında değişen yeni yaklaşımları dikkate alan, İstanbul’un ihtiyaçlarını, önceliklerini ve yerel koşullarını gözeten bir Kırsal Kalkınma Planının oluşturulması hedeflenmelidir. Kırsal kalkınma, kırsal kesimde ve kentlerde yaşayanlar arasında eşitliği ve yapısal uyumu gözeten bir yaklaşımla tasarlanması gerektiğinden, İBB tarafından yönlendirilmesi ve İBB kaynakları ile desteklenmesi zorunludur.”

Örnek köy projesi ve köy pazarları öne çıkıyor

İstanbul’da bir örnek köy projesi oluşturularak köy vasfının mimari, kültürel, ekolojik geleneklerin yaşatılmasına ihtiyaç duyulduğunun belirtildiği raporda, “Okullarımızla işbirliği yapılarak gençlerimizin kırsal üretim aşamalarını yerinde görebilmesine imkan veren soysal projeler uygulanmalıdır. Köy pazarları veya doğal ürün pazarlarının yanı sıra çiftçi kayıt belgesine sahip üreticilerin sayısının arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılarak İBB tarafından altyapı ve lojistik desteğiyle kalkınma ajanslarının projelerine destek verilmesi, kırsal İstanbul’da üretilen ürünlerin pazarlanabileceği metro, durak vb. alanları belirlenerek kırsal ürünlerin satış reyonlarının oluşturulması amaçlanmalıdır” denildi.

Uluslararası Arıcılık Kongresi 2017’de İstanbul’da

“İstanbul’un orman alanları, su havzaları ve tarım alanlarının oluşturduğu kırılgan coğrafyada, Marmara sahili boyunca doğrusal bir yerleşme sistemine sahip doğal yapının İstanbul’un varlığını sürdürebilmesi için kesinlikle korunması gerekir” ifadelerine yer verilen raporda, İstanbul’un 2017 yılında dünyanın en eski kongrelerinden “Uluslararası Arı Yetiştiricileri Kongresi – Apimondia”ya ev sahipliğini yapacağı, kongrenin İstanbul’un birçok köyünde uzun yıllardır yapılan arıcılığın geliştirilmesi, kalitesinin ve getirisinin arttırılması konusunda önemli bir adım olacağı da kaydedildi.

Bilinçli üreticilik gelişecek

Raporun sonuç bölümünde; köy pazarlarının ve kooperatiflerin ihtiyacı olan lojistik ikmallerin inşa revizyon ve restorasyonları, sulama kanalları, sulama göletleri, tarihi köy mekanlarının restorasyon ve fiziki iyileştirmeleri, karakteristik mimarinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi ile camilerin inşasından, köy konaklarının mimari tercihlerinin belirlenmesine kadar bilinçli üreticiliğinin olgunlaştırılması gerektiği vurgulandı.

“Eğitimlerin verilmesi, kooperatifleşmeye destek verilmesi, doğru sulama sistemlerinin kurulması ve oluşturulan bu alanların turizme de entegrasyonu çok yönlü bir ekonomi tanımı adı altında köy nüfusunun üretkenliğinin destelenmesini sağlayacaktır” ifadelerine yer veren raporun sonuç bölümünde, ilgili kurumlara şu tavsiyelerde de bulunuldu;

– Köylerdeki doğal ve kültürel potansiyellerin ve bölge ekosisteminin önemli bir unsuru olan kırsal nüfusun sürekliliğini sağlayacak finansal destekler, hibe programları, muafiyetler ve indirimlerden faydalanılması için ilgili girişimlerin ilk adımı atılmalıdır.
– Kırsal alanda sürdürülebilir ekonomik gelişmeyi sağlayacak, doğal ve kültürel varlıkların korunarak yerel potansiyel ve kaynakların etkin şekilde değerlendirilmesine imkan verecek projelerin, bilimsel yöntemlerle geliştirilmesi sürdürülebilir kalkınma açısından zorunlu hale gelmiştir.
– Bir planlamayla çevre, doğa ve canlılara zararlar vermeden, bu çevrede üretim yapan küçük ve aile işletmelerinin mevcudiyetlerinin devamının sağlanması gerekmektedir.
– İş imkanlarının daralmasıyla çağdaş tarım ve hayvancılığın kaynak aldığı geleneksel üretimin yok olmasının önüne geçilerek, sosyolojik ve ekonomik problemlerin beraberinde ortaya çıkmasının da engellenmiş olacaktır.